Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ordu mitinginde katılımın az olduğunu belirten İYİ Parti Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayı Enver Yılmaz, “Bu miras yedilerin, mirası ne çabuk bitirdiği gösteriyor” dedi.
“Bu mitingin kazananı yok, kaybedeni doğal olarak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı.” diyen Yılmaz, “Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tek umudu Cumhurbaşkanı gelecek Enver Yılmaz’a tabiri maruz görün, çakacak” diyerek duruma işaret etti
Yılmaz, “Ordulular, Ünyeliler yere düşeni kaldırır; ama gönlünden düşeni bir daha kaldırmaz. Biz yere düştük, kolumuza girdiler kaldırdılar. Fakat diğerleri milletin gönlünden düştü, sokakta gezemiyorlar.” diyerek Hilmi Güler’e göndermede bulundu.
İYİ Parti Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayı Enver Yılmaz, Oney Flash FM’de yayımlanan Haftanın Yorumu programında Ünye Kent Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Moderatör Musa Özgür Kıroğlu, Ünye Kent Gazetesi sahibi Ali Öztürk, Oney Flash FM sahibi Hakan Korkmaz’a konuk olarak, yerel seçim sürecini değerlendirdi, soruları yanıtlandırdı.
-“Benim böyle bir beyanım yok”-
Başkan adayı Enver Yılmaz, şöyle konuştu;
“Sayın Cumhurbaşkanı Ordu’ya geldi. Seçildiği takdirde bizim partiye geçecekmiş, böyle bir beyanı var, denildi. O ben değilim. Benim böyle bir beyanım yok. ‘Partiyi değiştirmek suretiyle gitti başka yerden aday oldu.’ O konuların polemiğine girildiği takdirde çok farklı örnekleri var. Ben öyle bir yöntem izlemiyorum. O ben değilim.
-“Cumhurbaşkanımıza verilen örnek sanki benmişim gibi yansıtıldı” -
Neden ben değilim. Çünkü ben İYİ Parti’den ayrılacağımı söylemedim. Hatta şu nikah akitlerinden örnek verdim. Evlilik yapılırken nikah memuru taraflara soruyor, eşliğe kabul ediyor musunuz? Üçüncü bir soru sorabilir mi, ne zaman boşanacaksınız? Dolayısı ile bu abes bir soru olur. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı Ordu’ya geldiğinde eleştirdiği kişi ben değilim. Neden ben değilim? Çünkü AK Parti İlçe Başkanlığı ve Belediye Başkanlığı yapıp da başka partilerden aday olan 4 tane daha aday var. Onlardan 2 tanesinin propagandası o imiş. Dolayısı ile Cumhurbaşkanımıza verilen örnek sanki benmişim gibi yansıtıldı. Orada bir eksik bilgilendirme oldu; böyle bir talebim de yok, böyle bir düşüncem de yok. Dolayısı ile ben hiç üzerime alınmadım.
-“Hükümet politikası seçim öncesi siyasi partilerin propagandası haline gelebilir” -
Doğalgaz ve diğer hizmetlere yönelik Cumhurbaşkanımızın çıkışı, emeklilere yönelik çıkışı zaten ulusal politikada Ankara’da yeteri kadar değerlendirildi. Doğalgaz vermeyeceğiz denilen yerde Gülyalı CHPli Belediye. Gülyalı’da doğalgaz var. Eskişehir CHP’li, doğalgaz var. Hükümet politikası seçim öncesi siyasi partilerin propagandası haline gelebilir veya gelmeyebilir. Buna böyle bakmak lazım.
-“Esasen sorgulanması gereken, Cumhurbaşkanımızın Ordu’ya geldiğindeki katılımın eksikliği” -
Miting günü Kabataş’taydım. Kabataş’taki miting saatimize denk geldi. Kabataş seçmeninin yarısı Kabataş’ta kalmış, gitmemiş. Bizde orada miting yaptık. Ben Cumhurbaşkanımızı Ordu’da, hem il Başkanı, hem Milletvekili, hem de Belediye Başkanı olarak defalarca ağırladım. Belediye Başkanı olarak 5 defa ağırladım. Mitinglerin kalabalığı ve coşkusu tavan yapardı. Ama bu miting katılımı en düşük mitinglerden bir tanesi oldu. Bundan önceki mitinglerde en son mitingde Emniyetin verdiği rakam 24 bin, şuan ki emniyetin verdiği rakam 7 bin, 3’te bir civarı. Esasen sorgulanması gereken Enver Yılmaz’ın söyledikleri ya da duruşu değil. Yaptıkları değil. Cumhurbaşkanımızın Ordu’ya geldiğinde bu katılımın eksikliği. Toplumun, vatandaşın neden ilgisiz kaldığı. Bu miras yedilerin, mirasını ne çabuk bitirdiği... Asıl bunlar sorgulanmalı.
-“Bana ne diyecek?” -
Bu mitingin kazananı yok, kaybedeni doğal olarak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı. Niye, çünkü Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tek umudu Cumhurbaşkanı gelecek Enver Yılmaz’ı tabirimi maruz görün, çakacak. Bana ne diyecek?
Cumhurbaşkanı gelirken Enver Yılmaz’ın pankartları neden kaldırıldı?
AK Parti İl Başkanı, bizim İl Başkanımızı aramış. Özellikle havaalanından şehir girişine kadar Cumhurbaşkanımızın bilgisi var mı yok mu bilmiyorum Allah için; pankartlarımızın, afişlerimizin, resimlerimizin kaldırılmasını uygun olacağını söylemiş. Bende hiç itiraz etmeden ‘evet kaldırın’ dedim arkadaşlara. Kanuna göre mecbur bir şey yok, bunu nezaketen yaptım.
Zaten benim havalimanı yolu üzerinde çok pankartım yok, bir iki tane duvarlara giydirme var. Sağ olsun mevcut Belediye Başkanı bir kestirme ekibi kurdurdu. Sabah akşam kestiriyorlar bizim pankartlarımızı, afişlerimizi. Elektrik direklerine asınca kesiyorlar. Ama mülkiyet binalara asınca bir şey diyemiyorlar. Ben Büyükşehir Belediye Başkanı’yken, sayın Kılıçdaroğlu’nun Ordu’ya bir geliş programı vardı. Miting alanında da adaylık döneminde hem benim, hem de partinin afişleri vardı. Dediler ki Cumhuriyet Meydanı küçücük bir yer, afişleri ve parti pankartlarını kaldırır mısınız demişlerdi. Ben o zamanda kaldırmıştım. Karşı tarafın böyle bir hassasiyeti ve beklentisi varsa ortamı germenin bir anlamı yok.”
Vatandaş benimsedi, sahiplendi…
Şuanda muazzam bir toplumsal karşılık ve vatandaşın benimsemesi ve sahiplenmesi var. Onu ben şu sözle özetliyorum, bu Ünye için de geçerli, Ordu’nun bütünü için de geçerli; Enver Yılmaz yere düştü. Bu Ordulu, Ünyeli yere düşeni kaldırır; ama gönlünden düşeni bir daha kaldırmaz. Biz yere düştük, kolumuza girdiler kaldırdılar. Fakat diğerleri milletin gönlünden düştü, sokakta gezemiyorlar.”